Güncel
Yalçın, TRT Haber Canlı Yayınında Soruları Yanıtladı
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TRT Haber canlı yayınında çalışma hayatına ilişkin soruları yanıtladı. Sözleşmeliler başta olmak üzere kamuoyunda merakla beklediği konuları değerlendiren Yalçın, 2011 yılında Memur-Sen tarafından teklif edilen ve hayata geçirilen uygulamayı hatırlatarak kadrolu istihdamın önemine dikkat çekti.
Sözleşmeliler konusunun Memur-Sen’in uzun süredir gündemde tuttuğu bir konu olduğunu ifade eden Yalçın, “Kamuda çalışma barışını bozan bir konu haline geldi bu konu. Çalışma barışını temin etmek ve insanların iş huzuru ile iş huzurunu tesis etmek açısından bu konuda bir düzenleme yapılmasını talep ettik. 2011 yılında da böyle bir talebimiz vardı. Cumhurbaşkanımızın Memur-Sen’in Olağan Genel Kurulu’nda müjdeyi vermesiyle 280 bin kişi kadroya kavuşmuştu ve tartışmalar bitmişti. Sonraki süreçte istihdamda güçlük çekilen yerlerde sözleşmeliler konusu tekrar gündeme geldi. Biz Memur-Sen olarak her zaman kadrolu istihdamın esas olması gerektiğini dile getirdik ve bu konuyu uzun süre gündemde tuttuk” ifadelerini kullandı.
Yalçın, her kurumun kendi istekleri doğrultusunda personel istihdamına gittiğini ancak bunun da beraberinde farklı sorunları getirdiğine dikkat çekerek, “Aynı masada bulunup aynı işi yapan kişiler farklı mevzuatlara tabi oldu. Şuanda 48 ayrı mevzuat var. Arada özlük hakları boyutuyla da farklılıklar var. Bu da çalışma barışını bozuyor. 6. Dönem Toplu Sözleşme’de bu konunun 2022 yılı içerisinde çözülerek tamamlanması adına mutabakata vardık” diye konuştu.
Memur-Sen’in temel gayretinin sözleşmeli personel konusunun toparlanması olduğunu hatırlatan Genel Başkan Yalçın, “ Bu toparlanma gerçekleşmediği sürece ortaya keyfi bir durum ortaya çıkıyor. Örneğin yerel yönetimlerde 5393 sayılı yasa üzerinden istihdam edilen sözleşmeli personeller var. 31 Mart seçimlerinden sonra özellikle CHP’li belediyelerin kazandığı belediyelerde keyfi olarak bu personellerin işine son verildi. Yerine başka birisini alıyor. Kırşehir Belediyesi’nde 16 kişi dördüncü kez işinden atıldı. Bu keyfiliğe son vermek gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yalçın, sözleşmeli personel gündeminin geniş bir kitleyi ilgilendirdiğini söyleyerek, süreli sözleşmeli, süresiz sözleşmeli gibi birçok ayrımın bulunduğu bu ortamda yapılacak olan bir düzenlemenin 550 bin kişiyi etkileyeceğini dile getirdi. Çözümün kamuyu bir bütünlük içerisinde görmekten geçtiğini vurgulayan Yalçın, “Beni bir zabıta arkadaş arıyor. Çalıştığı yerde hem memur kadrosunda zabıta olduğunu, kendisinin de farklı mevzuata tabi zabıta olduğunu dile getiriyor. Burada bir kafa karışıklığı oluşturmamak gerekiyor. Bu çalışanlar arasında 19 ayrı fark Memur-Sen’in gayretleriyle 17’ye indi. Biz, aynı işi yapan insan aynı hükme tabi olmalı diyoruz. O yüzden bu farklar ortadan kalkmalı” ifadelerine yer verdi.
Özel bütçeli özel kanunla kurulan kurumlardaki sözleşmeli personel konusunda da açıklamalarda bulunan Yalçın, “Bu konu da masada mücadele ettiğimiz konulardan bir tanesi. Burada 657 sayılı kanunun 4/B kapsamındaki dayanağa ilişkin bir sözleşmelilik var, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kapsamında oluşan bir sözleşmelilik var, KHK ile oluşan sözleşmeliler var. Biz yaptığımız görüşmelerde bunları toparlama zemini oluşması halinde bu konuları tek tip haline getirmeye çalışıyoruz. Ancak bazı kurumlarda sözleşmeliler elde ettiği haklar nedeniyle kadroya geçmeyi de talep etmeyebilir. Bunlara da bir seçenek sunulması gerekiyor” diye konuştu.
Ek gösterge düzenlemesinin de 6. Dönem Toplu Sözleşme ile mutabakat altına alınarak çözüldüğünün altını çizen Ali Yalçın, “Bu düzenlemeyle birlikte 5 milyon 300 bin insanı kapsayan bir çalışma gerçekleştirdik. Tadilat yapılması gereken bazı noktaları da yaptığımız toplantı ile dile getirdik. Birinci dereceye ulaşmış olan kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge sistematiğinin dışarı çıkarılmaması talebinde bulunduk” dedi.
Ali Yalçın, Ocak ayında verilecek yüzdelik zamma ilave bir zam verilmesinin de talepleri arasında yer aldığına vurgu yaparak şunları söyledi: “ Ekonomik olarak bu enflasyonist ortamda, alım gücünün düştüğü, paranın değerinin azaldığı, kiraların artması sonucu insanların aşırı zorlandığı bir durum yaşıyoruz. 250 bin konut projesi orta ve uzun vadede bir durulma sağlasa da sabit gelirlilerin korunması amacıyla acil bir düzenleme gerekiyor”