Güncel
Kültür Memur-Sen’in 14. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi
Kültür Memur-Sen’in 14. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Toplu sözleşmede masanın karşı tarafı da (Kamu İşveren Heyeti) çok aktörlü olsun.
Nasıl ki yetkisiz konfederasyonlar da masaya oturuyorsa, masayı eşitleyelim Kamu İşveren Heyeti’nin yanına da diğer muhalefet partilerini ekleyelim” dedi.
Kültür Memur-Sen 14. Başkanlar Kurulu Toplantısı, Memur-Sen Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıya, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, Kültür Memur-Sen Yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Konuşmasına Memur-Sen teşkilatlarına teşekkür ederek başlayan Ali Yalçın, Memur-Sen olarak çeyrek asrı geride bıraktıklarını, bu çeyrek asırda daima milletten yana tavır takındıklarını ve Türkiye’deki mevcut kirli sendikal anlayışının tersine daima soylu ve erdemli bir sendikal anlayışı temin ettiklerini ifade etti. Bu noktada Akif İnan’ın ilkelerini benimsediklerini ve bu yolda ilerlediklerini ifade eden Yalçın, toplumun benimsemesi, kamu görevlilerinin ilgisiyle de 1 milyonu aşarak Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu haline geldiklerini kaydetti.
İlk günden bu yana Memur-Sen’in emektarlığını yapmış isimlere de teşekkürlerini ileten Yalçın, “Şükrediyoruz ki Türkiye’de sendikacılık için Anayasa dâhil hiçbir mevzuatta kamu görevlilerine imkân verilmeyen bir aşamadan böyle bir büyüklüğe, cesaretle ferasetle ulaştık. Bu günlere gelmemizde emeği geçmiş tüm isimlere minnettarız” dedi.
“Toplu sözleşme hakkının kazanılmasında başat aktör rolü üstlendik”
Yalçın, 4688 Sayılı yasayla memur sendikacılığına bir çerçeve çizildiğini, kendilerinin de 1, 0’dan büyüktür anlayışla bunu bir kazanım olarak addettiklerini ancak yasanın toplu sözleşme hakkı içermemesi yüzünden yasayı sert bir şekilde eleştirdiklerini altını çizdi. Bu süreci toplu sözleşme değil, toplu görüşme hatta toplu ziyaret olarak adlandırdıklarını da anlatan Yalçın, “Getirdiğimiz eleştirilerle bunun yanlışlığını dile getirdik, çabaladık ve toplu sözleşme hakkının kazanılmasında başat aktör rolü üstlendik. Nihayetinde kazanım elde ettik ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkını kazandırdık” diye konuştu.
Yalçın, konuşmasında 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden de bahsederek sözleşmeye imza atmamalarının sebeplerini sıraladı. Teklifin kazanım üretmeyeceğini, kendilerinin de kazanım üretmeyen sözleşmeye imza atmadıklarını ifade etti. Bu anlamda kamu görevlilerinin haysiyetini çiğnetmediklerini aktaran Yalçın, millete borçlu olduklarını ancak devletten de alacaklarını söyledi.
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“27 yıl içerisinde sendikacılık sistematiği açısından önemli bir mesafe aldık ancak hala düzeltilmesi gereken maddeler var. Masada temsil noktasında adaletsizlikler var. Masada yetkili olmayan kurumların yer alması açıkça bir adaletsizliktir. Bize şöyle söyleniyor; ‘Masada çok aktörlü bir sistem uyguluyoruz. 3 konfederasyon da kamu görevlileri için mücadele ediyorsunuz.’ Bu doğruya yakın bir yanlıştır. Ben buradan bu vesileyle bir çağrı yapmak istiyorum. ‘Masanın karşı tarafı da (Kamu İşveren Tarafı) çok aktörlü olsun. Nasıl ki yetkili konfederasyon ve yetkisiz olanlar masaya oturuyorsa, masayı eşitleyelim Kamu İşveren Heyeti’nin yanına da diğer muhalefet partilerini ekleyelim.’ Böylelikle masayı eşitleyelim. Bakın o zaman toplu sözleşme tadından yeniyor mu?”
Birçok teklifimiz görmezden gelindi
Masa birçok teklifin görmezden gelindiğine vurgu yapan Yalçın, “Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesinden 3600 ek göstergeye, yardımcı hizmetler sınıfının genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesinden kademe derece sınırlamasının kaldırılmasına, bayram ikramiyesinden kılık-kıyafet yasağının kaldırılmasına, gelir vergisi mağduriyetinin son bulmasından dayanışma aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesine kadar birçok acil çözüm bekleyen önemli teklifimiz dikkate alınmadı. Kamu İşveren Heyeti’nin teklifini Hakemin de kararını, kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirmek olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Kamu İşvereninin kanuna aykırı hareket ettiğinin altını çizen Yalçın, “Kaybı biz imzalamadık, kazanım üretecek bir teklif de zaten gelmedi. Kamu İşvereni müzakerelerde uzlaşılan konuları Hakeme götürmedi. Kamu İşvereni, kanuna aykırı olarak; uzlaşılan ve uzlaşılmayan konuların ayrı ayrı tutanağa işlenmesi hükmünü çiğnedi. Uzlaşmazlık tutanağı düzenlemekten kaçındı. Yetkili 11 hizmet kolu sendikası hazır bulunmasına rağmen sendikalar uzlaşmazlık tutanağı için çağrılmadı.” diye konuştu.
Erdoğan: Sözleşmeli istihdam, güçlü Türkiye hedeflerine yakışmıyor
Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan ise yaptığı konuşmada diğer sendikaların toplamından fazla üyelerinin olduğunu ifade ederek, “Sendikamız yaptığı ilkeli ve sistemli çalışmalarıyla 2 bin 389 üye farkıyla genel yetkili sendika unvanını devam ettirmektedir. 2003 yılında birlerle başladık, bugün 5 bin 549 ile zirveye çıktık. Bu üye sayımızla Türkiye’nin en büyük kültür sendikası olduk. Hizmet kolumuzda bugün her iki sendikalı üyeden biri Kültür Memur-Sen’lidir. Bu sizin alın terleriniz, akıl terlerinizin karşılığıdır, ilkleri başarmanın ödülüdür, değerler sendikacılığının bereketidir” diye konuştu.
Yeni dönemde çıtayı yükselttiklerini ifade eden Erdoğan, “Hedefimiz 10 bin üyeye ulaşarak heybeti ve bereketi artırmak. Kültür Memur-Sen olarak, çalışma hayatına yönelik itirazlarımız var, taleplerimiz var, beklentilerimiz var. Öncelikle sözleşmeli istihdamın yeni güçlü ve büyük Türkiye hedeflerine yakışmadığını, sözleşmeli personel uygulamasına son vermenin vaktinin geldiğini ifade etmeliyim. 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişi, sonrasında 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrası işten çıkarmalar ve emek düşmanlığı kadrolu istihdamın önemini bir daha net olarak ortaya koymuştur. Yine çok önemli taleplerimizin başında ek gösterge düzenlemesi geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3600 ek gösterge kararlılığını ve konuyu yakından takip etmesini önemsiyoruz. Yardımcı hizmetlerin de ek gösterge hakkından mahrum edilmemesini istiyor, 3600 ek gösterge konusunda unvan, kadro ve kurum ayrımının ortadan kaldırılıp, memurların tamamının ek gösterge kapsamına dâhil edilmesini bekliyoruz. 3600 ek gösterge bazılarına verilir bazılarına verilmezse bu ayrımcılık olur. İşyerlerinde huzur ve barışı yok eder. Ek gösterge uygulamasından tüm kamu görevlileri adil olarak faydalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.