Güncel
39’uncu Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Toplantısı Gerçekleştirildi
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye – Avrupa Birliği Karma İstişare Kurulu tarafından gerçekleştirilen “39. Türkiye – AB Karma İstişare Komitesi Toplantısı”na katıldı.
“39. Türkiye – AB Karma İstişare Komitesi Toplantısı” video konferans şeklinde gerçekleştirildi. Memur-Sen’in de bileşeni olduğu Türkiye – Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi tarafından gerçekleştirilen toplantıya, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği Karma İstişare Kurulu Komite Başkan Yardımcısı Schinat Margarets ve kamu, işçi ve işveren örgütleri temsilcileri katıldı.
Toplantıda Genel Başkan Ali Yalçın önemli değerlendirmelerde bulundu. Yalçın, sivil kanadın toplantılarının devam etmesinin kıymetli olduğunu ancak tüm tarafların görüşmesinin de gerekli olduğunu ifade etti.
Yalçın konuşmasında, “AB Sınırında Suriyelilerle Gayri İnsani Müdahale, Suriyeli Çocukların Eğitimi, PKK Terörü ve Çalışma Hayatına Etkisi” konu başlıklarıyla da önemi hususların altını çizdi.
Avrupa Sınırlarında Yaşanan Mülteci Krizi İnsani Açıdan Kabul Edilemez
Türkiye’den AB sınırlarını zorlayan mültecilerin, Yunanistan sınırında yaşadıkları sürece atıfta bulunan Yalçın, “Biz sınıra heyet göndererek, ‘İnsani sınırların, Avrupa Sınırlarıyla İmtihanı’ başlığıyla bir rapor hazırladık ve bunu farklı dillerde çevirerek sizlere de ulaştıracağız. Buralarda yaşanan tablo insani açıdan gerçekten kabul edilebilir değildi. Bu konuda Avrupa’daki sivil toplum kuruluşlarının olaya duyarsız kalmaması gerekirdi” diye konuştu.
Öğrencilerin Eğitime Ulaşması Noktasında Tüm Sivil Toplum Kuruluşları Ortak Bir Refleks Geliştirmeli
Türkiye’de okul çağında 1 milyonu aşkın Suriyeli öğrenci olduğunun altını çizen Yalçın, “Türkiye bu gençlerin önemli bir kısmını okullaştırmış durumda. Biz yine bu konuya ilişkin de hazırladığımız raporla konuya ışık tuttuk. Bu raporu da yine sivil kanatlara ulaştıracağız. Bu konuda talebimiz şu ki bu öğrencilerin eğitime ulaşması noktasında dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşları ortak bir refleks geliştirsin. Şu anda da Suriye’de 20 dersliğe sahip bir okul için üyelerimizin katkısıyla temel atma işlemi gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin bu anlamdaki gayretinin Avrupa tarafından da görülmesi gerektiğini düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
AB’deki Muhataplarımızı, İlişkiler Noktasında Çok Dikkatli Davranmasını İstiyoruz
Türkiye’de PKK terör örgütünün çalışma hayatına zarar verdiğini ve işçileri, emekçileri katlettiğini sözlerine ekleyen Yalçın, “Bu konuya ilişkin de ‘Çalışma Hayatı ve Terör’ başlığıyla bir rapor yayımladık ve terör örgütünün ülkemizde yaktığı okulları, katlettiği, öğretmenlerimizi, katlettiği emekçi ve işçileri raporladık ve farklı dillere çeviriyoruz. Bu noktada terör örgütlerini arkalamaya çalışan sivil kanattan muhatapların da son derece dikkatli davranmasını özellikle isteyeceğiz” dedi.
Kaymakçı: AB’nin Taahhütlerini Yerine Getirmesi Gerekiyor
Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Türkiye olarak diyalogun temel alındığı bir mekanizmadan yana olduklarının altını çizerek “Diyalogun artırılması ve iletişimin kesintisiz olarak sürdürülmesi oldukça önemli. Biz Türkiye olarak diyalogun temel alındığı bir mekanizmanın işletilmesinden yanayız” değerlendirmesinde bulundu.
Kaymakçı, komitede sivil kanadın toplantılarının devam ettiğini, daha üst düzey diyalog mekanizmalarının da devam etmesi gerektiğini ifade ederek vize sınırlamasının kalkması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin Suriyeli mültecilerin kabulü noktasında büyük bir yük yüklendiğini ifade eden Kaymakçı şöyle devam etti: “Türkiye’de şu an 4 milyonun üzerinde mülteci var ve bunun maliyeti 40 milyar doları buluyor. Ancak AB’nin Türkiye’ye katkısı ise sadece 6 milyar dolar. AB’nin bu konuda fonlarını geliştirmesi ve hızlandırması gerekiyor. AB’nin taahhütte bulunduğu fonları sağlamak noktasında yetersiz kaldığını belirtmek isterim. AB’nin bu konularda daha fazla işbirliği yapması gerekiyor. 18 Mart açıklaması bizim işbirliğimiz için çok iyi bir tabandır. Göç anlaşması da çok iyi bir anlaşmadır. Ancak biz AB’nin de kendi angajmanlarını tam anlamıyla yerine getirmesini istiyoruz.”
Avrupa Birliği Karma İstişare Kurulu Komite Başkan Yardımcısı Schinat Margarets ise pandemi sonrası AB ve Türkiye’nin işbirliğinin önemini vurgulayarak Sivil toplumun AB-Türkiye İlişkilerinde en güçlü ve gerçek aktör olduğunu ifade etti.
Toplantı ise sonuç bildirgesi üzerine gerçekleştirilecek müzakereler yarına kalacak şekilde tamamlandı.