Güncel
28 Şubat Cuntasını Kınıyor, Öncümüz ve Hocamız Necmettin Erbakan’ı Rahmetle Anıyoruz…
Necmettin Erbakan, diriliş ve direniş öncüsüdür. Tarihten el çektirilmiş, iddiaları ellerinden alınmış ve inancı ötelenmiş olan yüce milletimizin sahip olduğu köklü tarihi, medeniyet birikimini ve mukaddes İslam’ı hatırlatarak adeta bir direniş ve diriliş hareketi başlatmıştır.
Türkiye’nin sağ ve sol ile yapay gündemlerin ve kısır tartışmaların içine hapsedilmesini reddederek bir varoluş yolculuğunun önderliğini üstlenmiş, bu yolculuğu son nefesine kadar sürdürmüştür. Hiçbir tehdit, hiçbir engel onu bu yolundan vazgeçirememiştir. Hapse atılmasına ve kurmuş olduğu siyasi partilerin birçoğu kapatılmasına rağmen yolundan dönmemiştir. Bu esaslı yolculuğundaki kararlığını ise “Biz, inandığımız davaya koşarak gideriz! Koşarak gidemezsek, yürüyerek gideriz! Yürüyerek gidemezsek, sürünerek gideriz! Ama davamızdan asla vazgeçmeyiz!” ifadeleriyle dile getirmiştir. Asıl olan yolda olmak, kutsal davasının yolcusu olmak değil midir?
Erbakan’ın yolculuğu, Türkiye’nin kendini ve eksenini bulma yolculuğudur. Batı’nın emperyalist emellerine, sömürge düzenine, ahlaki düşkünlüğüne karşı büyük bir meydan okumadır. Milli Görüş, Türkiye’nin ve aziz milletimizin inancına, tarihine ve medeniyet coğrafyasına dayanmasıdır. Erbakan’ın öncülüğünü üstlendiği Milli Görüş, yerli olduğu kadar da küresel bir harekettir. İslam Birliği ile İslam Ortak Pazarı’nın ve ortak para biriminin ilk adımı olan D-8’i kurması, bölgesel hedeflerle birlikte küresel hedeflerine doğru atılmış kritik bir adımdı. Bu nedenle Erbakan sadece siyasi bir lider değil, fikirleri ve idealleriyle siyaset üstü bir öncüdür.
Erbakan, önce maneviyat söyleminin mimarıdır. Ancak O, sadece maneviyat düşüncesi ile yetinmedi. Milli ve manevi kalkınma fikrini ağır sanayi hamlesi ile destekledi. Manevi kalkınma ve ağır sanayi hedefi için eline geçen en ufak imkânı sonuna kadar kullandı. Koalisyon ortağı olduğu dönemlerde başta motor fabrikası olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına kurduğu fabrikalar, ağır sanayi hamlesinin parlak örnekleriydi.
Bu ülkede, bu aziz millet için canla başla çalışanlar türlü desiselerle karşı karşıya kalmıştır. Erbakan’ın da idealleri millet nezdinde karşılık buldukça içeride ve dışarıda düşmanları arttı. Her tür siyasi kumpasa, ayak oyunlarına maruz kaldı. Partileri kapatıldı, darbelerle karşı karşıya kaldı. Askeri ve yargı başta olmak üzere bürokrasinin hışmına uğradı. Azgın bir azınlık ve taklitçi bir kısım medya tarafından sistematik saldırılara uğradı. 28 Şubat cuntası tarafından doğrudan hedef alındı. Refah Partisi kapatıldı. Kendisi ile birlikte birçok dava arkadaşı siyasi yasaklı durumuna geldi. O bütün bunları basit bir detay olarak gördü. Aslolan Müslüman milletlerin geleceğini kurmaktı, Büyük Türkiye’yi inşa etmekti. Bu uğurda yaşadı, bu uğurda dünyaya gözlerini yumdu.
Erbakan, naif, nezaket ehli ve aynı zamanda cesur bir liderdir. Cesaretiyle Kıbrıs Barış Harekatı’nın fitilini ateşlemekte bir an olsun tereddüt göstermemiştir. Ne Avrupa’nın ne de ABD’nin tepkisini dikkate almış, Rum zulmüne son vermesi için Mehmetçik’i Kıbrıs’a yolcu ederek Barış Harekatı’nın mimarı olmuştur. 28 Şubat sürecinde zulmün ayyuka çıktığı dönemlerde bile iddialarını savunmuş, kendisini düşman olarak kodlayanların bile saygı duymak zorunda kaldığı cesur bir lider örneği olarak tarihteki yeni almıştır.
Büyük Memur-Sen ailesi olarak; öncümüz, yol göstericimiz ve hocamız Necmettin Erbakan’ı vefatının 12. yılında rahmetle ve Fatiha’larla anıyoruz. Erbakan hocamıza, ideallerine, rüyalarına ve Büyük Türkiye hedefine karşı girişilen 28 Şubat Post-modern Darbesi’ni 26. yılında bir kez daha lanetliyoruz.